×
TR EN
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ile Üniversitemiz Hukuk Fakültesi tarafından “Uluslararası Yapay Zeka Hukuku ve Hukukta Dijitalleşme Sempozyumu” düzenlendi.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ile Üniversitemiz Hukuk Fakültesi tarafından “Uluslararası Yapay Zeka Hukuku ve Hukukta Dijitalleşme Sempozyumu” düzenlendi.

TÜBA’nın yapay zekâ ve dijitalleşmenin getirdiği teknolojilerin hukuki boyutlarını masaya yatırmak üzere hazırladığı “Uluslararası Yapay Zekâ Hukuku ve Hukukta Dijitalleşme Sempozyumu” Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ) gerçekleştirildi. Sabancı Kültür Merkezindeki sempozyum, Türkiye’nin yapay zeka ve dijitalleşme konusunda hukuki düzenlemelerini şekillendirmek, küresel standartlara uyum sağlamak ve teknolojinin getirdiği fırsatları en verimli şekilde değerlendirmek adına programlandı. Sempozyum Almanya, İngiltere, İsviçre’den Regensburg, Zürih, Saarland, Coventry, Liverpool John Moores, Freiburg, Antilles ve Sharjah’tan ve Türkiye’nin pek çok üniversitesinden akademisyenleri derinlemesine bir analiz ve tartışma platformu sağlamak üzere bir araya getirdi. Programın açılışında; TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, ERÜ Rektörü Erciyes Üniversitesi Prof. Dr. Fatih Altun, Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şafak Narbay, ERÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burak Adıgüzel, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç konuştu. Sempozyuma TÜBA Üyeleri, Kayseri Barosu Başkanı Murat Tolga Özsoy, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’ndan Mehmet Uçum’u temsilen Av. Gürkan Başaran, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, araştırmacılar, üniversite akademik ve idari personeli, öğrenciler ve davetliler katıldı.

Başkan Şeker TÜBA’nın “Bilişim Teknolojisi ve İletişim: İnternet ve Toplumsal Etkileri” başlıklı çalıştayında, birey ve toplum güvenliğine dair teknolojik gelişmelerin getirdiği tehdit ve risklerin tartışıldığını hatırlatarak sözlerine başladı. Ancak TÜBA’nın yerinde ve zamanında yaptığı bu uyarılara rağmen, bazı alanlarda gerekli önlemlerin geciktiği, buna bağlı olarak dijital tehditlerin derinleşerek büyüdüğünü ifade etti. Hukuk, etik ve kamu yararına dayalı yeni bir düzen “Hukuki düzenlemelerin yalnızca teknik uyum değil; aynı zamanda sosyal güvenlik, etik denetim ve kamu yararı çerçevesinde yeniden yapılandırılması bir zorunluluk halini aldı. Biz de bugün burada yalnızca teknoloji konuşmayacağız. Aynı zamanda hukuk, etik, toplumsal yapı ve insanlık onuru üzerine de düşünme fırsatı bulacağız.” dedi. Yapay zekânın artık sadece mühendislerin konusu değil; hukukçuların, filozofların, kamu yöneticilerinin ve toplumun tamamının ortak sorumluluğu olduğunu söyleyen Prof. Şeker şöyle konuştu: “Yapay zekâ sistemleri karar alma süreçlerine dahil oldukça, insan iradesi ile makine özerkliği arasındaki sınırlar giderek belirsizleşiyor. Bu belirsizlik, hukukla teknolojinin kesiştiği kritik alanları doğuruyor. Sorumluluk kime aittir? Bir algoritmanın verdiği karar insan hayatını etkilediğinde, bunun hukuki ve vicdani karşılığı nedir? Bu sorular yalnızca teknik değil, aynı zamanda toplumsal ve ahlaki sorulardır. Biliyoruz ki her teknoloji gibi yapay zekâ da değerlidir; ama değerli olduğu kadar da yönlendirilmesi gereken bir güçtür. Eğer bu gücü yalnızca verimlilik, hız ve rekabet odaklı kullanırsak, insan onurunu gözetmeyen bir geleceği inşa etmiş oluruz.” dedi. Yapay zekâ stratejik bir konu Teknolojinin etik bir çerçevede gelişmesinin, insanı merkeze alan bir yaklaşımla mümkün olabileceğine dikkat çeken Başkan Şeker, dünyada yaşanan birçok sorunun temelinde, bireyselleşmenin toplumsal bağları zayıflatması yattığını vurguladı. Algoritmalarla şekillenen kişiselleştirilmiş dijital dünyalar, ortak gerçekliklerimizi eritiyor. Bu dönüşümün karşısında hukukun, sadece düzenleyici değil; aynı zamanda koruyucu ve toplumsal dengeleyici bir rol üstlenmek zorunda olduğunun altını çizdi. Yapay zekâ sadece sosyal değil, aynı zamanda stratejik bir mesele haline geldiğini belirten Şeker, mahremiyetin korunması, kişisel verilerin suistimali, siber güvenlik tehditleri artık bireylerin değil, devletlerin de egemenlik alanlarını ilgilendiriyor dedi. Bilgi çağında özgürlüğün en kırılgan bileşeninin, veri olduğunu ve veriyi korumadan ne güvenliğin ne de özgürlüğün gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çekti. Türkiye, küresel hukuki uyum sürecinde yer almalı Başkan Şeker ayrıca, “Bugün Avrupa Birliği'nin yürürlüğe koyduğu “AI Act” olarak tanımlanan “Yapay Zekâ Yasası” gibi örnekler, bu teknolojilerin yalnızca teknik değil aynı zamanda hukuki bir denetime tabi tutulması gerektiğini hepimize göstermektedir. Türkiye'nin bu küresel düzenleme dalgasında geride kalmaması, kendi hukuki yapısını geliştirirken evrensel değerlerle uyum içinde olması kritik önemdedir. Bu sempozyum, bu uyum sürecine akademik bir derinlik, toplumsal bir bilinç ve hukuki bir perspektif kazandıracaktır. Bugün buradaki tartışmalar, yalnızca bugünü değil, yarını da şekillendirecek bilgi ve düşünce birikimine katkı sunacak.” dedi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç; Erciyes Üniversitesi’nin Kayseri’nin gururu olduğunu belirterek, yapay zeka alanında yapılacak çalışmalarda Kayseri Büyükşehir Belediye olarak her zaman ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını vurguladı. ERÜ Rektör Prof. Dr. Fatih Altun ise yaptığı konuşmada etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını belirterek; "Yapay zeka kavramı, bilgiye hızlı bir şekilde ulaşımı ve sonuçların daha kısa sürede elde edilmesi olarak günümüzde gelişmeye devam ediyor. Ancak insan faktörünü bu süreçler dışında tutmamak gerekiyor. Yapay zeka bir algoritma olarak bazı konuları ezberliyor ve öğrenmeye çalışıyor. Ancak veri oluşturabildiğiniz kadar öğrenebiliyor. Dolayısıyla Yapay zeka veri fazlalığı olduğu zaman öğrenme ile daha etkin sonuçlar ortaya konulması için önemli çalışma sonuçlarını da beraberinde getirmiş olacaktır." şeklinde konuştu. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burak Adıgüzel de şunları kaydetti; "Yapay zeka ve dijitalleşme sempozyumu esasen bugünkü teknolojinin gelişimi ile birlikte ortaya çıkan sorunların bir bakıma ele alınması amaçlamaktadır. Ama bunun yanında hukuk tek başına artık ileri gidemiyor. Yapay zeka kullanımının da hukukta büyük bir etkisi olmaya başladı." Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şafak Narbay konuşmasında; "Bu sempozyum yalnızca teknik bir tartışmanın değil, aynı zamanda etik, toplumsal ve hukuki bir sorgulamanın da zemini olacaktır. Bu yönüyle oldukça kıymetli ve zamanlaması da son derece isabetlidir" dedi. Sempozyum Koordinatörü ve Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Doğan ise düzenlenen sempozyum hakkında bilgi vererek, hukukta yapay zekanın birçok alanda kullanılmaya başlandığına dikkat çekti. Açılış konuşmalarının ardından Yükseköğretim Kurulu Üyesi ve ERÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derviş Karaboğa moderatörlüğündeki tematik oturumda akademisyenler tarafından sunumlar gerçekleştirildi. “Yapay Zekâ Sistemleri, Fikri Mülkiyet ve Sigorta Hukukundan Doğan Sorunlar”dan “Yapay Zekânın Ceza Hukukundaki Yansımaları”na dek pek çok konu başlığı masaya yatırıldı. Kolluk gücünde yapay zekânın dönüştürücü etkisi Yapay zekânın suç analizi ve kolluk faaliyetlerinde kullanımı, soruşturma süreçlerini köklü şekilde dönüştürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Umut Türkşen, özellikle etik sorunlara ve sorumlu entegrasyonun önemine dikkat çekti. Kolluk kuvvetlerinin operasyonel verimliliğini artıran yapay zekâ sistemleri, aynı zamanda önyargı riski ve hesap verebilirlik eksikliği gibi yeni sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi. Sunumunda suçla mücadelede yenilikçi araçların güvenli ve adil biçimde nasıl kullanılabileceğine dair analizlerde bulundu. Algoritmik işe alımda açıklama hakkı Algoritmalarla yürütülen işe alım süreçlerinde insanların kararlarının arkasındaki gerekçeyi öğrenme hakkının giderek önem kazandı diyen Dr. Alison Lui, şeffaflık ve hesap verebilirlik talebini hukuki bir çerçevede değerlendirdi. Özellikle “açıklama hakkı”nın teorik temelleri ve pratik zorlukları vurguladı, otomatik karar sistemlerine karşı insan denetiminin önemi ortaya koydu. Yapay zekâ çıktılarında mülkiyet sorunu Fikri mülkiyet hukukunda yapay zekânın ürettiği içeriklerin hak sahipliği konusu hâlen belirsizliğini koruduğunu belirten Prof. Dr. Jörg Fritzsche, bu alandaki teorik tartışmaları güncel örneklerle ele aldı. Yapay zekâ destekli yaratım süreçlerinin klasik telif hukuku normlarıyla ne ölçüde bağdaşabildiğini sorguladı. Bu bağlamda, yapay zekânın eser sahibi olup olamayacağı sorusunu, hem hukuk hem de etik açısından çok yönlü şekilde tartıştı. Dijital yargı ve etik sınırlar Yapay zekânın yargı süreçlerinde destekleyici araç olarak kullanımı, adil yargılanma ve mahremiyet gibi temel ilkeleri yeniden gündeme getiren Prof. Dr. Samir Merabet, bu dönüşümün hukukî ve etik boyutlarını tartıştı. Yapay zekâ ile donatılmış yargı sistemlerinin, karar alma süreçlerinde rehber mi yoksa karar verici mi olması gerektiği sorguladı. Konuşmasında, dijital dönüşümün hukuki güvencelerle nasıl dengelenmesi gerektiğine dair öneriler sundu. Avrupa medenî usul hukukunda dijitalleşme Yeni düzenlemeleri kapsamlı şekilde değerlendiren Prof. Dr. Jan von Hein, AB’de sınır ötesi adalet iş birliğini kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen Dijitalleşme Tüzüğü ve e-CODEX sistemi, adli süreçlerde dijitalleşmenin önemini artırıyor dedi. Elektronik delil sunumu, video konferans ile tanık dinleme gibi uygulamaların hukuki açıdan ele alınarak mevcut sınırlılıklarını açıkladı. Avrupa hukuk sisteminin dijital çağda nasıl yeniden yapılandırılması gerektiğine dair somut çözüm önerileri sundu. Yapay zekâya hukuk kişiliği tanınabilir mi? Prof. Dr. Michael Martinek, e-kişilik tartışması, yapay zekâ sistemlerinin bağımsız hukuk süjesi olarak kabul edilip edilemeyeceğini gündeme getirdi, özel hukuk sisteminde bu önerinin sınırlarını irdeledi. Yapay zekâya kişilik tanınmasının doğuracağı sonuçları, sorumluluk, mülkiyet ve karar yetkisi bağlamında tartışmaya açtı. Gelecekteki regülasyonların nasıl şekillenebileceğine yönelik teorik bir çerçeve sundu. Yüksek riskli yapay zekâ sistemlerinin sertifikasyonu Prof. Dr. Dimitrios Linardatos, AB'nin Yapay Zekâ Tüzüğü çerçevesinde yüksek riskli sistemler için getirilen sertifikasyon süreçleri, teknoloji güvenliğinin hukuki güvencelerin öne çıktığına ve bu bağlamda uygulamadaki zorluklara dikkat çekti. Sunumuyla denetim ve uygunluk değerlendirmesi süreçlerinin nasıl işlemesi gerektiğini ayrıntılarıyla analiz etti. Avrupa genelinde yüksek riskli yapay zekâ sistemlerinin güvenli ve haklara saygılı biçimde geliştirilmesi için atılması gereken adımlar tartışıldı. Sigorta hukukunda yapay zekâ etkisi Sigortacılıkta yapay zekâ, özellikle poliçe düzenleme ve hasar yönetimi gibi alanlarda yapısal değişimlere yol açıyor diyen Prof. Dr. Helmut Heiss, hukuki sorumluluk ve ayrımcılık riski gibi kritik konulara odaklandı. Sunum, algoritmik sistemlerin sigorta hukukunda denge ve öngörülebilirlik ilkeleriyle ne ölçüde bağdaştığını sorguladı. Avrupa’daki güncel düzenlemelere dair kapsamlı analizler de içeren sunum, sektörün geleceğine ışık tuttu. Verinin gücü Prof. Dr. Hüseyin Şeker veri odaklı yapay zekâ uygulamaları, hem yargı süreçlerini hem de kamu yönetimini derinden etkilediğini vurguladığı konuşmasında bu teknolojilerin adil ve şeffaf biçimde yönlendirilmesi için etik ve hukuki çerçevelerin gerekliliğinin altını çizdi. Sunumuyla, verinin karar destek mekanizmalarındaki rolünü ve bunun toplum üzerindeki etkilerini kapsamlı biçimde inceledi ve yapay zekâ yönetişiminin toplumsal değerlerle nasıl uyumlu hale getirilebileceğine dair öneriler sundu. 










12 Mayıs 2025 Pazartesi
Toplam 0 görüntüleme